92406 kayıt bulundu.
alavere dalavere
1. isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Yalan dolanla gizlice görülen kötü iş, gizli oyun
1. Gümrük dalaveresini bilmediğim için tüccar yanına giremedim.
1. Gümrük dalaveresini bilmediğim için tüccar yanına giremedim.
1. yalan dolanla gizlice kötü iş görmek
1. Beyefendi dalaveresini döndüreceği yerleri adamlarından hiç kimseye söylemedi.
1. Beyefendi dalaveresini döndüreceği yerleri adamlarından hiç kimseye söylemedi.
1. isim , isim , isim , isim , Çıkarı için hileye başvuran kimse, taklacı, kolpocu, aferist
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir tür iri, aşılı kiraz
Telaffuz : da'lbastı
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ana dalın kollarından her biri, küçük dal
1. -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , Gölgeli yere saklanmak
1. Daldalan daldalan daldan aşağı / Saçları dökülür belden aşağı
1. Daldalan daldalan daldan aşağı / Saçları dökülür belden aşağı
1. sık sık iş, konu veya düşünce değiştirmek
1. Çalı kuşu gibi daldan dala konan kararsız bir çocuktu.
1. Çalı kuşu gibi daldan dala konan kararsız bir çocuktu.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Daldırma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Daldırma becerisi bulunmak
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Ansızın daldırmak
Telaffuz : daldırı'vermek
daldırma çay
1. isim , isim , isim , isim , Daldırmak işi
2. Bir dalı gövdeden ayırmadan toprağa gömerek köklenmesini sağlama yolu
3. Bu yolla daldırılan dal